Fransa Turu’nun alametifarikalarından biri de, 21 etabın uğrayacağı durakları belirlemede mahir bir yarış olmasıdır. Elbette ki yerel yönetimler yarışı kendi şehirlerinde ağırlamak ve bu vesileyle memleketlerini dünyaya tanıtmak için yarış organizatörlerine yüklü meblağlar ödüyorlar ama yarış organizatörü ASO, 21 etabı dizayn ederken; doğal güzellikleri, tarihi yapıları, hikayesi olan yolları, gastronomiyi, ikonik tırmanışları ve tabii bisiklet tarihini incelikle harmanlamayı unutmuyor.
Bunun güzel bir örneğini, bu seneki yarışın galibini belirleyecek son etapta görmek mümkün. Olimpiyat oyunları sebebiyle köklü tarihinde yarış ilk kez Paris dışında son bulacak. Madem ki Zafer Takı’nın çevresinde turlanan, Champs Elysées’nin parke taşlı yolları yok, ASO akıllıca bir hamleyle bizi, yarışa farklı bir heyecan katmak ve bisikletseverleri zamanda yolculuğa çıkarmak için Fransa’nın turizm cenneti Nice’e götürüyor.
Tarihi atıf ise Nice’de son bulacak etabın bir zamana karşı olmasından geliyor. Gelin Tour de France en son bir zamana karşı ile neticelendiğinde neler olmuştu birlikte hatırlayalım.
“Ah, sizi hatırlıyorum. Siz Tour de France’ı sekiz saniye farkla kaybeden adamsınız!” “Hayır mösyö, ben bu yarışı iki kez kazanan adamım.”
Sen deli misin?
1989 Tour de France’ın beşinci etabının sabah erken saatlerinde, Greg LeMond’un ADR takımından sportif direktörü José De Cauwer, Brittany’deki bir otelin koridorlarında aceleyle elinde bisiklet oradan oraya koşturuyordu.Aslında De Cauwer, Tour’un yarış jürisi başkanı Claude Jacquat’ın odasını arıyordu. Jacquat, De Cauwer’in kapısını çaldığını duyduğunda henüz uyanmamıştı ve sabahlığı üzerindeyken öfkeyle cevap verdi; “Burada ne yapıyorsun? Sen deli misin?”
De Cauwer deli değildi. Aslında sabahın bu kadar erken saatinde Jacquat’ın gazabına uğrama riskini göze almak için çok iyi bir nedeni vardı. Tour’dan aylar önce LeMond, bisikletine yeni aero barlar takarak zamana karşı antrenmanı yapmıştı ve sonuç dikkat çekiciydi.
Tam da bu nedenle De Cauwer’in, yeni aero barın herhangi bir ceza riski taşıyıp taşımadığını kontrol ettirmesi gerekiyordu. Bu da bir an önce bisikleti Jacquat’a göstermesi anlamına geliyordu. De Cauwer, erken saatte vermiş olduğu rahatsızlıktan dolayı özür diledi. Öfkeli Jacquat yeni aero barlı bisiklete baktı, sorun olmadığını söyledi ve yanıttan dolayı son derece memnun olan De Cauwer’a gitmesini belirtti.
Yaklaşık sekiz saat sonra LeMond, Dinard’dan Rennes’e kadar olan 73km’lik zamana karşı yarışın başlangıç rampasından aşağı indi ve sarı mayoyu aldı.
Figon perişan haldeydi
Aynı yıl Laurent Fignon da Tour’daydı, 1983 ve 1984’teki galibiyetlerine üçüncü bir şampiyonluk eklemek istiyordu ve Rennes’deki zamana karşıdan sonra LeMond’un sadece beş saniye gerisindeydi. Sonraki 15 etap boyunca iki adam arasında üç kez liderlik değişti. LeMond’un ADR ekibi oldukça zayıftı ve Amerikalıya destek konusunda çok az şey sunabiliyordu. De Cauwer’ın kartları akıllıca oynaması gerekiyordu.
Alpe d’Huez etabından sonra Fignon, Tour tarihinin en ünlü final etabına, sarı formada 50 saniye üstünlükle girdi. LeMond’un Champs-Élysées’deki 24,5km’lik zamana karşıda yeterli zamanı kazanıp galibiyeti alması düşünülebilirdi, ancak çok az kişi bunun gerçekleşmesini bekliyordu.
LeMond yine aero barları kullandı ve aerodinamik bir kask taktı; Fignon’un sarı at kuyruğu rüzgârda dalgalanıyordu ve LeMond ile karşılaştırıldığında kesinlikle eski moda görünüyordu. Bu, yeniliğin gelenekle yarışmasıydı.
Fignon bitiş çizgisine doğru ilerlerken LeMond’un etrafı muhabirlerle çevriliydi, gözlerine inanamayarak, Tour’u kazanmak üzere olduğunu henüz yavaş yavaş idrak ediyordu. Sonuçta bugüne kadarki en az farkla kazanılan Tour zaferini elde etmişti: 4.021 kilometrelik yarışın galibini yalnızca sekiz saniye belirlemişti. Fignon perişan haldeydi.
Fignon’un otobiyografisi We Were Young And Carefree’nin arka kapağındaki alıntı belki de onun bugün nasıl hatırlandığını en iyi şekilde özetliyor: “Ah, sizi hatırlıyorum. Siz Tour de France’ı sekiz saniye farkla kaybeden adamsınız!” “Hayır mösyö, ben bu yarışı iki kez kazanan adamım.”
Şimdi, bu dramatik etaptan 35 sene sonra Tour de France’da kazanan bir kez daha son gün bireysel zamana karşı ile belirlenecek. Genel klasmanda rahat bir konumda olan Sloven yıldız Tadej Pogacar’ın formuna bakacak olursak, tarihin tekerrür etmesi pek olası görünmüyor. Özellikle de günümüzde herkes son teknoloji aero ekipman ve bisikletlerle yarışırken. Yine de Fignon’la benzeri bir kaderi paylaşmazsa Pogi, 1998’de Marco Pantani’den sonra Giro ve Tour dublesi yapan ilk bisikletçi olarak ismini tarihe yazdıracak. Kısacası, Fransa Turu’nda tarihi bir son bizleri bekliyor.
TADEJ POGACAR ZAFERE YAKIN
Fransa Bisiklet Turu’nda Nice ile Col de la Couillole arasındaki yaklaşık 133 kilometrelik 20. etabı genel klasman lideri Tadej Pogacar kazandı. Sloven bisikletçi Pogacar, bitiş çizgisine 4 saat 4 dakika 22 saniyede ulaşırken 5’inci etap zaferine de imza atmayı başardı. Vindegaard ikinci, Richard Carapaz ise üçüncü oldu. Pogacar, genel klasman liderliğini de sürdürdü.
25 yaşındaki bisitletçi en yakın takipçisi Vindegaard ile arasındaki farkı 11 saniye daha artırarak 5 dakika 14 saniyeye çıkardı. Fransa Bisiklet Turu’nda mücadele bugün Monaco-Nice arasında koşulacak 34 kilometrelik 21’nci etapla sona erecek.
NEDİR BU ZAMANA KARŞI YARIŞ?
Zamana karşı yarışta, bisikletçiler belirli aralıklarla birbiri ardına yola çıkarak parkurda tek başlarına yarışır. Olimpiyatlarda da madalya verilen bu yarışta bisikletçinin başlangıç rampasından aşağı inmesiyle saat tutulmaya başlar ve bitiş çizgisini geçmesiyle kronometre durur. Parkurda saklanacak hiçbir yer yok, tekerine girebileceğiniz bir takım arkadaşı ya da başka bir yarışçı yoktur, teksinizdir ki bu nedenle de zamana karşılara “Gerçeğin Yarışı” denir.